search

Güneş Gözlüğü

Onlar, dağlarda ve ovalarda açan bin bir renk çiçeğe gözleriyle bakarlar ve o renk cümbüşüne şahitlik ederler...

Güneş Gözlüğü
11 ay önce yazdı.
101 Gösterim
0 Yorum


Yaz aylarının gelmesiyle birlikte suratımıza siyah camların ardından bakmaya başlayan insan sayısı da arttı.

Bilindiği gibi günümüzde güneş gözlükleri oldukça popüler.

Hemen hemen herkesin gözünde bir güneş gözlüğü görmek mümkün.

Kimi insan bu gözlükleri kışın bile kullanıyor.

Hatta evden çıkarken unutmuş ise, geri dönüp gözlüğünü yanına alıyor.

***

Güneş gözlüğüyle ilgili yazma nedenlerim biraz farklı.

Ben bu gözlüğe eleştirel bir gözle bakıyorum.

Sanırım o yüzden yazmak istedim.

Güneş gözlüklerinin tarihine baktığımızda Eskimoların yaşadığı dönemlere kadar gidiyoruz.

Onlar, karlı coğrafyada bembeyaz kar taneciklerine bakamadıkları için, zamanında ilkel de olsa güneş gözlükleri geliştirmişler.

***

Avrupa’da optik bilimiyle ilgilenen, insanların göz hastalıklarını tedavi etmek isteyen bazı bilim adamları da gözlükler geliştirmişler.

Bunların içinde bir İngiliz renkli camlarla ilk güneş gözlüğünü yapmış sanırım.

Gözleri güneş ışıklarından koruma maksatlı ilk güneş gözlüğü ise 1929 yılında Amerika’da geliştirilmiş.

Güneş gözlüklerinin tarih içindeki yeri aşağı yukarı böyleymiş.

***

Bizim ülkemize ise Deniz Kuvvetleri’nde görev yapan subaylar tarafından güneş gözlüğü getirildiğini bir yerde okumuştum sanırım.

Yurtdışı göreve giden subaylar, gemilerine bu gözlükleri satın alarak dönüş yapmışlar.

Teyide muhtaç bir bilgi tabi…

Pilotların ise görevleri gereği kullandıklarını biliyoruz.

Şimdi gelelim güneş gözlüğüyle alakalı kendi düşüncelerime…

***

Ben güneş gözlüğünü bir türlü sevemeyenlerdenim.

Yaz aylarında günün sarı sıcağı, doğanın yeşili, suların mavisini karartan bir alet olarak görenlerdenim.

Mecbur kalıp takanları tabi ki anlayışla karşılıyorum.

Aksesuar olarak takanları da eleştirmek haddim değil.

Kendi kişisel bakışımı aktarıyorum sadece…

***

Evet, karşımdaki insanın yüzüme siyah camlar arkasından bakmasını da samimiyetsiz buluyorum.

Protokol kurallarında dahi güneş gözlüğüyle karşındakine hitap uygun görülmüyor.

Ben, gündüzün aydınlığını karartmayı sevmeyenlerdenim.

Bundan dolayı hayatımda hiç güneş gözlüğü edinmedim.

Bir tane, aracımda, ters ışıktan dolayı sürüş güvenliğinin tehlikeye girdiği anda kullanma maksadıyla bulunduruyorum o kadar.

Onun dışında gündüzlerimi hiçbir zaman bu siyah camlarla karartmıyorum.

***

Güneş gözlükleri bilimsel çalışmalarla tedavi maksatlı geliştirilse de geldiğimiz noktada müthiş bir ticari aksesuardır.

Önceki gün gittiğim bir alışveriş merkezinde insanların optikçilerde güneş gözlüğü bakmak için kuyrukta olduklarını gözlemledim.

Hepsinde ayrı bir telaş vardı.

O mağazadan gözlük alamazlar ise, dışarıya çıkamayacakları ve güneşe bakamayacakları endişesini taşıyorlardı adeta.

Ne garip değil mi?

***

Oysa Anadolu’da veya dünyada kırsalda çalışan tarım işçileri, çiftçiler ve köylülerde pek güneş gözlüğü göremezsiniz.

Mesela dağ-bayır gezen çobanların gözünde de güneş gözlüğü yoktur.

Onlar, dağlarda ve ovalarda açan bin bir renk çiçeğe gözleriyle bakarlar ve o renk cümbüşüne şahitlik ederler.

Bizler ise yağan yağmurda gökyüzünde beliren gökkuşağını siyah camlar ardından izliyor ve mutlu oluyoruz.

***

Yukarıda da dediğim gibi bunlar benim bakış açım…

Benim bakış açım gözlüksüz…
İsteyen tabi ki gözlükleriyle bakabilir…

Bu düşüncelerimi saçma ve anlamsız bulan da olacaktır.

Zaten biraz da bu yüzden yazmıyor muyuz burada?

Bu hafta böyle noktalayalım o zaman.

Haydi selametle…

 

Yorum Yap

Yorum yazmak için üye girişi yapınız.