search

KAVAK ve KAHVE

FOTOĞRAFTA kavak ağaçları göze çarpıyor. Kavak ağaçlarının diplerinde bahçeli evler var nizami dizilmiş.

KAVAK ve KAHVE
4 ay önce yazdı.
69 Gösterim
0 Yorum
FOTOĞRAFTA kavak ağaçları göze çarpıyor.
Kavak ağaçlarının diplerinde bahçeli evler var nizami dizilmiş.
Onların yanlarında üç veya dört kattan oluşan aile apartmanları var.
Maddi durumu iyi olanların yaptırdığı ilk apartmanlar bunlar.
Zamanla ‘kooperatife verme’ furyasıyla yıkılan, kat sayısı az bulunan apartmanlar bunlar.
Fotoğraf çok eski olmasa gerek…
Dünkü yeni yetmeler bile hatırlıyor bu mahalleyi ve çevreyi.
***
Tedbir aldık ve evlere kapandık, iki gündür evlerimizdeyiz.
Radyolar peş peşe kahve içme telkininde bulunuyorlar.
Çalan eserleri dinlerken, bol köpüklü kahvelerimizden içecekmişiz.
Kulağa çok hoş geliyor…
Deneyen yok mu, elbette var.
Kimi gazete okuyup, kimi radyo dinleyip karantinaya çekilmişken kahvesini de yudumluyordur.
Konuya nasıl gireceğim, beceremedim ve satırları uzattım, farkındayım.
***
İnsan çocukluğundan itibaren arkadaş ediniyor, gençliğinde arkadaşlık ilişkileri daha kuvvetleniyor.
Mesela mahalleden arkadaş…
Mesela liseden arkadaş…
Ölümsüzleşen arkadaşlıklar başlıyor.
Büyüdükçe yaşadığınız çevrenin eşrafını, esnafını, akil insanını, delisini ve velisini de tanıyorsunuz.
Sosyal ilişkileriniz kuvvetli ise, bunların her biriyle temasınız, muhabbetiniz oluşuyor.
***
Zaman sizi değiştirir…
Zaman çevrenizi değiştirir…
Zaman şehrinizi değiştirir…
Zaman her şeyi değiştirir…
İşte aradan geçen onca zaman sonunda ya gurbette oluyorsunuz, yada yaşadığınız yerde gurbetlik çekiyorsunuz.
***
Bir bakmışsınız kavakların dibindeki evler kalmamış.
Bir bakmışsınız dede ahbabı, baba arkadaşı, amca ortağı sevdiğiniz-saydığınız bir isim rahmete kavuşmuş.
Yine bir bakmışsınız memleketin deli-velisi göçüp gitmiş bu diyarlardan.
Köşede müşterisini bekleyen taksici kaybolmuş birden.
Muhakkak alışverişi ondan yapmanız konusunda sıkı tembihlendiğiniz kasap da kaybolmuş.
Bir de bunun üstüne kavaklı evler yıkılıp, çay içtiğiniz kahve kapanmışsa, radyo anonslarındaki kahve ne kadar tat verir ki?
***
Aslını sorarsanız halen konuya daha giremedim.
Beceremedim.
Kombiden bina yıkan iş makinesi büyüklüğünde çıkan ses dikkatimi dağıttı sanırım.
Sobalı günleri hatırlamaya çalışırken hiç sırası değildi.
Lavabonun altı akıp, su damlatırken anılar dağılıyor, gerçeklik gözünüzün önüne çekyattaki dağınık yorgan-yastık gibi dikiliveriyor.
Bir kitap okumuştum, yazarı kitaba ‘Gittikçe Artan Yalnızlığımız’ adını vermişti.
Ne düştüyse aklıma, o kitabın adını hatırlamakla oldu.
Ya radyolarda çalan türkülerimiz de olmasa ne ederdik?
Haydi selametle.
06/12/2020

Yorum Yap

Yorum yazmak için üye girişi yapınız.